Antalyada Sanat Sergileri

Antalyadaki Tarihçesi Kısaca

Thumbnail image

Anadolu Genel Bütün Kurslar Hakkında Kısa Bilgi Veriyor

ADANA
Akdeniz Bölgesi’nin doğusunda yer alan Adana’nın adı söylenceye göre Uranos’un oğlu Adonıs’ten gelmektedir. Hitit belgelerinde de bu yöreden “Adanİya Ülkesi” olarak söz edilmektedir. Adana yöresinin Antik Çağdaki adı olan KİLİK3A da, tarihçi Herodotos’a (MÖ 5.yy) göre FENİKE krah Agenor’un oğlu Kılık’ten kaynaklanmakladır,
Adana yöresinde bilinen en eski yerleşmeler Neolitik Çağa (PREHİSTORYA), MÖ 5500lere tarih-lenmektedir. MÖ 2.binyıhn birinci yansında, Orta Anadolu’daki Hititler daha buralara kadar yayılma-dan, yörede sırasıyla Luvi, Arzava ve Kizzuvatna krallıkları egemenlik sürmüştür. MÖ 1500lerden başlayarak Adana ve çevresi güneye, Suriye’ye doğru yayılan Hitit Devletinin eline geçmiştir.

HİTİT dönemi, bütün Orta Anadolu yöresi gibi, Kilikia’yı da kültür bakımından etkileyen en önemli dönemlerden biri olmuştur. Küçük el sanatlarındaki örgelerden günlük yaşamı etkileyen geleneklere kadar pek çok özellik Hiütlcr’dcn günümüze değin süregelmiştir. MÖ 1200’lerd  İmparatorluğunun çökmesinden sonra Kılikıa da Kuclcr, daha sonra da MÖ 8.yy son tandan 7.yy ortalanna değin Asurlular egemen olmuştur ASUR Devleti’nin zayıflamasıyla yerel bir krallık kurulduysa da yasa-mı kısa sürmüştür. MÖ 7.yy sonlarında doğudan yayılmaya başlayan Pereler.

Kiltkia’yı kendilerine bağlı bir satraplık haline getirmişler ve bu yönetim Makedonya kralı Büyük İskender’in ihd.MÖ 336-323) Pereleri bugünkü Dörtyol yakınındaki lssos’ta yenmesine (MÖ 333) değin sürmüştür. İskender’in ölümünden sonra, onun imparatorluğunun parçalanmasıyla kurulan krallıklardan Sclcvkoslar Kllikia’yı kendine bağlamış, MÖ 2 yy dan başlayarak yöreye el atan Romalılar sonunda MÖ 12’de burayı kendi imparatorluklarına katmışlardır.

MS 395’te ROMA’nin ikiye ayrılmasıyla Kılikıa da Doğu Roma’nin (BİZANS) elinde kalmıştır. 7.yy’m ilk yansında Araplar buralara kadar uzanmışlar, bölge Bizans’tan Önce EMEVİ, sonra da ABBASİ egemenliğine geçmiştir. lO.yy ortalarında Bizanslılar Kllikia’yı geri aidılarsa da, bu kez  l.yy’da Ana-dolu’ya gelip yayılmaya başlayan Türkler bu yöreyi kendilerine bağlamışlardır. 11-yy sonunda, Haçlı Seferleriyle ANADOLU SELÇUKLU egemenliği sona ermiş; o günlerde Anadolu’da Bizans’ın da güçsüz bulunmasından yararlanan Ermeniler, Kilikia’ya uzanmışlar, ancak 14.yy’m ilk yansından başlayarak Kıl i kia’ya akınlar yapan Memlûklar onları yenerek önce vergiye bağlamış. 1353’te de Türkmen aşiretlerinden Ramazan oğullarının bütün Antalya’nın yönetimiyle görevlendirmişlerdir.

Türkmen aşiretleri, daha Türkler’in Anadolu’ya ya-yılmaya başladıktan 1 l.yy’da buralara gelip yerleşmiş ve yörenin Türkleşme sinde önemli rol oynamışlardır. 1515’te Ramazanogullan kendi istekleriyle OSMANLI Devleti’ne katılınca. Yavuz Sultan Selim de (hd. 1512-20) onları bölge yönetiminin basında bırakmıştır, 16.yy’dan başlayarak Halep’e bağlı bir sancak olarak yönetilen Adana, 1867de ayn bir vilayet yapılmıştır. I.Dünya Savaşından sonra 18 Aralık 1918de Adana”yı işgal eden Fransızlar, 20 Ekim 1921′ de yapılan Ankara Antlaşması’yla çekilmişler ve 5 Ocak Adana’nın kurtuluş günü kabul edilmiştir.
Tarihsel Yafalar:

Merkez İlçe: Adana kentinde, Seyhan Irmağı yakınında bulunan ve çevrenin en büyük höyüğü olan Tepebağ höyüğü Neolitik Çağdan kalma izler taşır. Burası Hitit döneminde de önemli bir merkez olmuştur. Seyhan Irmağı’m bu höyüğün yakınında aşan ve bugün de kullanılmakta olan Taşköprü bir Roma yapısıdır. Seyhan Köprüsü ya da Eski Köprü adlarıyla da tanınır. Tepebag höyüğünün yamacın-da. Abbasi halifelerinden Harun Reşidin (hd.786-809) ilkçağdan kalma bir kalenin yerine 8.yy’da yaptırdığı Adana /Caferi’ni, 19.yy’da Mısır valisi Mehmed Ali Paşa yıktırmıştır. Bu kaleden günümüze yalnızca bir kuleyle sur parçalan kalmıştır. Kentteki Türk dönemi yapıtları arasında, en eskisi Akça Mescit ya da Ağca Mescidi olmak üzere Küçük Mescit, Tuz Ham, bir Roma hamamının (HAMAM) kalımdan üstüne yapılmış Irmak/Yalı Hamamı, Ulu cami yalanında, kentin günümüze kalmış en eski konut

yapısı olan Vakıf Sarayı 15,yy’ dan; Cuma Fahb Mescidi, Selçuklu, MEMLUK ve Osmanlı mimarlık öğelerinin bir arada bulunduğu ve Hasan Ketbüda/Hasan Ağa Camin, Tarsuskapu Kemeraltt Camisi, kentin en büyük camisi olan IMucami ve Medresesi y\c hemen yanındaki Ramazanoğlu Türbesi, eski bir ERMENİ kilisesinden camiye çevrilen Yağ Camisi ya da Eski Cami ve Medresesi, Kapalıçarşt adıyla anılan Bedesten, bugün yalnız kapısı ayakta kalmış Gön Ham ve Çarşı Hamamı lö.yy’dan; Hasır Pazan Mescidi, Mestanzade Camisi ve Hamamı 17.yy’dan; Alemdar Mescidi, AH Dede Mescidi, Yeni Cami. adını kubbesini örten yeşil renkli kiremitlerden alan Yeşil Mescit ve Yeni Hamam 18.yy’dan  Mem’tş Paşa Camisi, Şeyh Zil/o Mescidi, Ziya Paşa Mezon, Hükümet Alanı’ ndaki Saat Kulesi (18821 ve Askeri Rüşdiye Mektebi (b.Kız Lis., 1862) 19.yy’dan kalma bellibaşlı yapılardır. Hükümet Konağı (1900).

Bölge Ziraat Okulu (1911). I.Ulu-sal Mimarlık döneminin (CUMHURİYET DÖNEMİ. Mimarlık) başanlı örneklerinden sayılan Adana Can (1917), A.Hadi BARA’nın Atatürk heykeli (1935), dik eğimli, saçaksız çatısıyla dikkati çeken İsmet inönü Kız Enstitüsü (1936), Il.Ulusal Mimarlık dönemi ürünleri olan Adana Şehir Stadyumu (1932), Seyfi ARKAN’in Belediye Oteli (1939), Kemali SÖYLEMEZOGLU, R.Erhan ve O.Tolun’un yaptığı Belediye Sarayı (1944) ve Abıdin MORTAŞ, E.TuzOner ve M.Dogu’nun yaptığı “U” planlı Adalet Sarayı (1946), Adana’da 20.yy’ın önemli kamu yapılandır

Kentteki tek müze Adana Bölge Müzesi’dir. 1924te Alyanakzadc Halil Kamil Bey taralından Camalpaşa Cami’nin medresesinde (Taşköprü) açılan bu müze. Önce Kuru köprü “deki Rum kilisesine, 1970’te de bugünkü yapısına taşınmıştır. Çoğunlukla kazılardan çıkan yapıtların sergilendiği müzenin, değişik konularda 2280 cilt kitap ve 449 ciltlik Şer’i Mahkeme sicilleri koleksiyonunu içeren bir de kütüphanesi bulunmaktadır.

Adana’nın doğusunda, Ceyhan Irmağı kıyısında, bugünkü Yakapınar’da bulunan ve MİSİS adıyla ta-nınan Mopsuestıa yerleşmesinin tarihi Hititler c değin uzanır. Burada yapılan kazılarda ortaya çıka-rılan döşeme mozaiklerini oldukları yerde sergilemek için 1959’da bir Mozaik Müzesi kurulmuştur.

Bahçe ilçesi içindeki önemli mimarlık yapıtları; bir 15.yy Dulkadıroglu camisinin yerine 19yy’da yapılmış olan Ağcabey Camisi’ylc (minaresi eski camiden kalmadır) gene 19.yy’da yapılmış Ağcabey Kumberi’dir. İlçe sınırları içinde Hacılar köyündeki Gindaurus kenti yıkıntıları Hitit döneminden kalmadır. Bunun kuzeydoğusunda gene bir Hitit yapısı olan Semai Kalesinin kalıntıları vardır. Haruniye bucağı yakınında 8.yy ‘da Harun Reşid’in komutanlarından bilinin yaptırdığı Haruniye Kalesi’nin yıkıntılanyla Kurtlar köyünde ortaçağdan kalma Kurtlar Kalesi, Bahçe sınırlan içindeki öteki tarihsel yapıtlardır.

Ceyhan ilçesinde Abdülkadir Ağa Camisi adıyla da anılan ulu cami bir 19.yy yapısıdır. İlçenin güneydoğusuna düşen Sirkeli köyünde Hititler’den kalma Sirkeli höyüğü yer alır. Adana bölgesindekilerin en büyüklerinden biri olan bu höyüğün kuzey yamacındaki kayalarda bir Hitit kabartması yer almaktadır. HİYEROGLİF yazıta göre tören giysileri içinde betimlenmiş kralın adı Muvataıli’dir. Kurtkulagı köyü önemli tarihsel yapıtların bulunduğu bir yerdir. Köy yakınında. Asurlular’dan kalma Kazankaya Kalesi Roma dönemi kalıntılarını da içerir. Köyle aynı adı taşıyan cami ve Selçuklu KERVAN SARAY’lanna benzetilerek yapılmış kervansaray 17.yy yapılandır. Ceyhan ilçesinin batısında, halk arasında Şabmaran Kalesi adıyla da anılan Yılanlı Kale Bizans döneminden kalma, sağlam durumda bir yapıdır. Havraniye köyündeki Havraniye Kervansarayı eski bir Selçuklu kervansarayının yerine 17.yy’da, Durhasan köyündeki Dıırbasan Dede Türbesi de 18.yy’da yapılmıştır. Bu ilçedeki başka bir tarihsel yapı da Dumlu köyü yakınında, köyle aynı adı taşıyan kaledir.

Peke ilçesinin kuzeydoğusuna düsen Feke Kalesi 12.yy’dan kalma, Bizanslılar’ca mı, Selçuklular’ca mı yaptırıldığı kesinlikle bilinmeyen bir kaledir.
Kadirli ilçesi içindeki bellibaşlı tarihsel yapılar, bir Roma tapınağıyken önce Bizanslılar’ın kiliseye, 15.yy’da da Türkler’in camiye çevirdiği Ala Cami’yle, 19.yy’da yapılmış, bugün yıkık durumdaki Hamidiye Camisi’dir. İlçe içinde ve çevresinde kalıntılarına rastlanan, ancak araştırılmamış olan antik Flaviopolis kenti, MS 74’te İmparator Vespasinus (hd.69-79) tarafından kurulmuştur. Öte yandan ilçe sınırları içindeki en Önemli kalıntı. Aslantaş köyü yakınında, surlarla çevrili bir GEÇ HİTİT yerleşmesi olan KARATEPE’dir. Burada 1946’dan beri sürdürülen kazılarda önemli yapı kalıntıları ve değerli duvar kabartmaları ortaya çıkartıldığı gibi, Hitit hiyeroglif yazısının çözülmesini sağlayan bulgular da ele geçirilmiştir. Karatepe’de bugün bir de açık hava müzesi oluşturulmuştur. Karatepe Ulusal Parkı sınırlan içinde kalan Kum Kalesi, ortaçağda Haçlılar’ca yapılmış, günümüze sağlam olarak ulaşmıştır. Kadirlinin doğusuna düşen DOMUZ-TEPE, MÖ 11. yy’dan kalma bir Hitit kalesi, ilçenin kuzeydoğusundaki Cem Kalesiyse bir Roma yapısıdır. Karaisalı ilçesinin sınırlan içindeki Milvan Kalesi. Karakılıç köyü yakınında, yıkık durumda bir ortaçağ yapısıdır.
Karataş ilçesinin hemen batısında, deniz kıyısında yer alan Magarsos (Megarsus) kentinin bilinen tarihi MÖ 1000’lere değin uzanır. Asya seferine giderken Büyük İskender’in buradan geçtiği ve Atbena Tapmağı* nda kurbanlar kestirdiği söylenir. İlçedeki Karatoş Hanı lS.yy’da yapılmış bir Osmanlı menzil hanıdır (HAN).
Kozan’da 15.yy’da Memlûk etkileri taşıyan Hoş kadem  Comtri’yle hemen yanındaki 17,yy’dan kalma Arasta, ilçe içindeki önemli tarihsel yapılan oluşturur.

İlçenin hemen batısındaki Kozan ya da Sis Kalesi Asurluİar’ca yapılmış. Roma döneminde de kullanılmıştır Kalenin eteklerinde Pelesek Manastın dinsel bakımdan Ermenilerce önem taşımaktadır. Hamam köy yakınındaki ortaçağdan kalma Bucak Kalesi ve Kaysen’ye giden eski kervan yolu üzerinde, hem Selçuklu hem de Osmanlı öğeleri taşıyan, bugün yıkık durumdaki Soluhan Kervansarayı Kozan ilçesindeki öteki mimarlık yapıtlarıdır. Ayrıca ilçenin 28km güneyinde Dılekkaya köyü yakınında da Asurluİar’ca kurulmuş ANAZARBUS kenti bulunmaktadır.

Osmaniye ilçesinde, Bahçe köyü yakınındaki Hieropolis yerleşme merkezinin kuruluşu Hititlere değin giderse de daha çok Roma dönemi kalıntıları ele geçmiştir. Kentin Bizans dönemindeki adı Kasta bala olduğundan kaynaklarda “Hieropolıs Kastabala” adıyla geçmektedir. Toprak kale bucağında, yığma bir tepe üstünde yer alan Toprakkale bir Hitit yerleşmesidir; Asur, Helenistik, Roma, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de kullanılmıştır. Osmaniye’nin kuzeybatısındaki Hemite köyünde, Ceyhan İrmağı kıyısında bulunan Hemite Kalesi hem Roma hem de Bizans dönemi kalıntılarım içerir.

Burada bir de Hitit kaya kabartması vardır. Çardak köyü yakınındaki ortaçağdan kalma Frenk/Çardak Kalesi ve Kaypak (Serdar) bucağı yakınında, Kaypak Çayı kıyısında bugün oldukça sağlam durumdaki Savranda/Kaypak Kalesi, ilçedeki öteki kalelerdir. Pozantı ilçesi sınırlan içindeki Annosa Kalesi, Gölek Boğazı’nm girişinde bir ortaçağ yapısıdır. Gene Gülek Bogazı’yla Tekir Yaylası arasında yer alan

Antalyada Başarılı Kurs Eğitimi, Antalyada Başarılı Yeteneklilik Kurslar, Antalyada Çocuk Eğitimi, Antalyada Çocuk Kursları, Antalyada Çocuklara Yönelik Çizim Eğitimleri, Antalyada Çocuklara Yönelik Eğitim Kursları, Antalyada Görsel Sanatlar Eğitimi, Antalyada Matematik Eğitimleri, Antalyadaki En İyi Resim Kursu, Antalyadaki Karakalem Çizimler, Antalyadaki Karakalem Dersleri, Antalyadaki Karakalem Eğitim